Canım oğlum,
Daha dün (1 yıl önce) hayatıma girdiğin o ilk günün heyecanını yaşarken, bugün 1. Yaş gününün heyecanı sardı bizi, ne çabuk geçiyor zaman, inanamıyorum…
Önce yeter artık sıkıldım ben 9 ay bekleyemeyeceğim, erken geliyorum demiştin. Bekle biraz, sabret, orda güvendesin , zamanı gelince sağlıkla mutlulukla gel demiştim ben de, dinlemiştin beni.
Zamanı geldiğinde, işte tam da geçen sene bugün, sabaha kadar uyutmamıştın beni, geliyorum artık ben, bekleyemem daha fazla, hazır olun demiştin.
Tam da dilediğim günde 10.10.2013’te girmiştin hayatıma, ne şans…
Herkes şimdi bana çocuk sahibi olmak için erken mi, geç mi, keşke daha önce mi olsaydı gibi sorular soruyor. Bense ” tam zamanında” diyorum. Tam istediğim zamanda, en hazır olduğum o zamanda geldin hayatıma, hoş geldin minik mucizem…
İlk karşılaştığımız anı hatırlıyorum da…
Ben minik yanağını yanağıma değdirdiğimde gözyaşlarımı tutamazken, sen meraklı meraklı bana bakıyordun… Ne de olsa 9 aydır merak ediyorduk birbirimizi…
Ardından seni yatırdıkları o minik yataktan kendini atışını, hemşirenin seni son anda tutuşunu ve herkesin şaşkın ve korku dolu bakışlarını hatırlıyorum da, o anda anlamıştım nasıl bir çocuk olacağını, hiç yanılmamışım minik yaramazım… J
Bu bir yılda ne çok şey kattın hayatıma. Hayatıma getirdiğin onca güzellik yanında hayatımda yeni korkularım ve endişelerim var artık. Bu duyguları ben mi abartıyorum diye kıdemli annelere sorduğumda “Hoş geldin” diyorlar, rahatlıyorum yalnız değilmişim. J
Soruyorlar bana nasıl bir duygu annelik diye, ne desem ne anlatsam bilemiyorum. Kelimeler yetersiz kalıyor her defasında. Frenliyorum kendimi, “dünyada tek anne olan sen değilsin, sakin ol, abartma ” diyorum kendi kendime. Ama anlatmaktan alamıyorum kendimi, anlatmasam da gün içinde senin yaptıklarını hatırlayıp gülerken buluyorum kendimi, yakında deli diye adım çıkacak senin yüzünden…J
Asla senden önceki ben değilim artık, olamam da…
İnsan kendini herkesten ve her şeyden çok sevmeli ki, diğer insanları da sevebilsin diyen ben, şimdi bunun ne imkansız bir şey olduğunu daha iyi anlıyorum. Artık kendime çok daha dikkat ediyorum, senin için… Böyle senin için demelerime takılma, üzerinde baskı yaratmasın sakın, bunlar anneliğin standart kuralları…
Seni sen yapanın, hayatındaki dönüm noktaların olduğunu düşünürüm hep. Canım oğlum, benim en güzel, en anlamlı dönüm noktamsın. İyi ki…
Tüm yetişkinler gibi yaşamımın bir parçası olarak kanıksadığım, adına gerçek yaşam(!) dedikleri gündelik sanal problemlerden, çekişmelerden, hırslardan kurtuluşumsun. Nefesim, pozitif enerjim, umudum, hayata gülüşüm, hayran kalışımsın… Canım oğlum en büyük aşkımsın…
Her geçen gün ayrı bir renk katıyorsun hayatıma, yaptığın her şey yüzümü güldürüyor, bana sarılışın, cilveleşmelerimiz, oyunlarımız… Yaptığın yaramazlıklara bile kızamıyorum, öyle tatlısın ki… Hayatımız bir oyun halini aldı seninle, öyle çok eğleniyoruz ki... Sürekli şarkılar söylüyorum sana, çoğu da kendi uydurduklarım, şimdilik bunlar çok hoşuna gidiyor. Umarım müzik zevkinde olumsuz bir etkim olmaz. J
Canım bebeğim, dilerim hayatın boyunca o her şeyi merak eden, her şeyde eğlenecek ve gülecek bir yan bulan çocuk yanını hiç kaybetmezsin. Meraklı Potpotum…
Dilerim hayat sana hep cömert davranır.
Uzun, dolu dolu, harika bir hayatın olur.
Çok sever, çok sevilirsin.
Çok çok mutlu olursun.