Yaşamımın bu ve bundan sonraki döneminde farkında olmayı seçiyorum...
Her şeyin farkında olmayı, görmeyi, sebeplerini anlamayı, anladığımı söylemeyi, anlamayanlara anlayana kadar inatla anlatmayı seçiyorum...
34 yaşımda, (ki bence geç bile kaldım) insanların saçma davranışlarını görmezden geldiğimde ya da umursamadığımda hatta bu davranışları anlamaya çalıştığımda, (asla hak vermesem de...) onları incitmemek adına bana ailem tarafından öğretilen şekilde saygılı ve erdemli davrandığımda; onlara, kendime ve dünyaya çok büyük bir kötülük yaptığımı FARKETTİM.
Benim dünyamda saygılı zannettiğim davranış; karşımdakine daha sığ, daha patavatsız, daha haset, çok daha saygısız davranmak için cesaret verirmiş ve hatta böyle olmaktan belki gurur bile duyarlarmış, yeni anladım...
O saygısızlığa samimiyet ya da dobralık diyeni de gördüm, mecburiyet diye mağduru oynayanı da...
Malum insanların size nasıl davranacaklarını SİZ belirlersiniz ya da öğretirsiniz... Bir adım öteye gidiyorum, belki insanların diğer insanlara nasıl davranacaklarını bile SİZ etkileyebilirsiniz.
Rahatsızım!
İnsanların işini, eşini kaybetmemek, çevresindekilerin desteklerinden yoksun kalmamak için cesaretsiz davranmalarından, doğru bildiklerini söyleyememelerinden...
Daha konforlu yaşamak, daha çok sevilmek, takdir edilmek için dalkavukluk yapmalarından, el etek öpmelerinden...
Türlü riyakarlık, kendilerine güvenen insanlara umut tacirliği yapanlardan öte yandan sahip olmak istediği o lüks hayatı elde etmek uğruna da tahmin bile edemeyeceğimiz ödünler verenlerden...
Verilen ödünleri görmesine rağmen, bunu normalize edenlerden, o lüks hayatlara özenenlerden hatta kendi hayatları ile kıyaslayıp sırf bu yüzden mutsuz olanlardan...
İnsan görünümlü duygu yoksunlarından, sözde "eşitlikçilerden", sözde "etiklerden", sözde "pozitif ayrımcı/ feministlerden" (tanıdığım büyük çoğunluğu, kadınları çılgın gibi kıskanıyor ve engelliyor), sözde "özel yaşama saygı duyanlardan", sözde "yardımseverlerden"...
Başkalarının hayatlarını yargılayanlardan, sorgulayanlardan, kıskananlardan...
Egolarını tatmin etmek için mevkilerini, paralarını ve güçlerini kullanarak başkalarının üstüne basanlardan, egoları hiç doymayanlardan...
Başkalarının fikrini çalanlardan, emeğini yağmalayanlardan, gözünün içine baka baka seni aptal yerine koyduklarını zannedenlerden, utanmadan hatta sesi bile titremeden yalan söyleyenlerden...
Ve eğitimli/eğitimsiz, çalışan/çalışmayan, yüksek mevkilerde ya da değil hiç fark etmez, bu insanları hayatın farklı farklı alanlarında sürekli görmekten fena halde RAHATSIZIM!
Biliyorum siz de rahatsızsınız! O halde ihtiyacımız olan sadece biraz FARKINDALIK biraz CESARET! Bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılıktan kurtulmak! O yılanı yüreklendirmeyin, yoksa bir gün mutlaka size de dokunacaktır. Sonra ben izin verdim, ben yaptım diye dövünürsünüz benden söylemesi...
Ben artık hiçbir şeyi görmezden gel(e)meyeceğim! Şimdiden çevreme vereceğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim, zaman zaman gerçekleri duymak rahatsız edebilir çünkü...
Sizi de yanıma beklerim...