Mutluluğu genellikle hayata pozitif gözlüklerle bakmaya indirgeyip suçu hep psikososyal tarafa atsak da araştırmalar mutluluğun genetik ve biyolojik faktörlerle yüksek düzeyde ilişkili olduğunu söylüyor.
Esasında genetik ile ilişkisi her ne kadar fazlaca hayal kırıklığı yaratsa da yani negatif düşünmeye hazır biz 21. yüzyıl insanının "ben ne kadar uğraşırsam uğraşayım mutlu olamamam, herhalde doğuştan mutsuzum" gibi cümlelerin arkasına sığınarak mutsuz olmaya bir bahane fırsatı daha verse de, sevindirici haber şu ki; yapılan bu araştırmalar insanların genetik olarak bir denge noktasının (set point) olduğunu ortaya koyuyor.
Yani hepimizin doğuştan bir mutluluk noktası olduğunu söyleyebiliriz. Bu cepte!
Mutluluk noktasının azlığı çokluğu mu? Ee o da birazcık şans, yapacak bir şey yok...
Bir arkadaşım her şeye olumsuz bakanlar için "doğduğuna pişman" diye bir tabir kullanırdı ama konumuz o değil tabiki :)
Bana hormonlarının salgılama oranını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim...
Ah şu hormonlar, bizi yönetmeyi bir bıraksalar...
Yine araştırmalar, Vücutta melatonin, seratonin ve endorfin hormonlarının salgılamasının mutluluk üzerinde büyük etkisi olduğu söylüyor.Mesela iklim değişikliklerinin mutluluğunuzu etkilediğini kendinizde gözlemlemişsinizdir. Çünkü bu hormonlar kış aylarında daha az salgılanıyor ve bu nedenle soğuk kış günleri miskin ve melankolik bir halde geçerken sıcak yaz günlerinde kıpır kıpır, enerjik ve keyifli oluyoruz...
Kuzey kesimdeki ülkelerde intihar sayısının Ekvatoral kesimlerden fazla olmasının nedenlerinden biri de bu olarak gösteriliyor...
Peki, bu hormonlar nedir, ne işe yarar bir bakalım...
Serotonin , insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdır.. Eksikliğinde depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali görülür.
Açlık, yorgunluk, stres, yemek, ışık ve ilaç gibi faktörlerin tamamı insan vücudundaki serotonin düzeyini etkilemektedir. Stres ve düşük kan şekeri serotonin düzeyini düşürürken; oksijen, içinde aminler bulunan gıdalar (örneğin: peynir, çikolata, portakal, mandalina, domates ) ve içinde triptofan isminde bir çeşit amino asit bulunan gıdalar, (örneğin süt, hindi eti ) serotonin düzeyini yükseltmektedir.
Bunun dışında insan vücudundaki serotonin düzeyini, çeşitli hormonlar da etkilemektedir. Örneğin kadın vücudundaki östrojende (kadınlık hormonu) artma, serotonin düzeyinde de bir artışa neden olmakta; aynı şekilde, kadınların âdet görmeleri sırasında, östrojen hormonlarında düşüş olması, serotonin düzeyini de düşürmekte ve bu durum, kadınlarda migren başlamasına neden olabilmektedir.
Serotonin eksikliğinin depresyon oluşumu üzerinde etkisi vardır.
Melatonin epifiz bezinin pineolasit adı verilen hücrelerinden salgılanır. Biyoritmi (sirkadyan ritm) belirler ya da biyoritm üzerinde etkilidir
Melatonin, kişiden kişiye değişse de yaklaşık olarak 23:00 ile 05:00 saatleri arasında salgılanan bir hormondur. Hormonun temel görevi vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlamaktır. Bunun haricinde melatoninin güçlü salgılanmasının kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Bu nedenle lösemi ve diğer kansere yakalananların kesinlikle karanlık ortamlarda yatırılmaları istenmektedir. Yapılan son araştırmalara göre hormonun yaşlanmayı geciktirici etkisi de vardır.
Endorfin, vücutta bulunan morfin; opiat benzeri etki gösteren peptit yapıda hormonlardır. Hipofiz bezi ön lobu tarafından sentezlenir ve salgılanırlar.
İnsan vücudunda ağrıyan dokularda ağrının azalması için beyin dokuları tarafından üretilen hormonlara verilen isimdir. Hormonun işlevi, ağrının şiddetini azaltmak ve vücuda daha az rahatsızlık vermesini sağlamak için sinirleri uyuşturmaktır. Endorfinlerin ağrı kesici etkisi morfinden yaklaşık 30 kat daha fazladır.
Mutluluk hormonu olarak da anılır. Heyecan, ağrı, egzersiz, baharatlı yiyecek tüketimi, seks ve orgazm gibi durumlarda salınımı artış gösterir.(vikipedi)
Ama ben uyarmıştım, mutluluk kolay iş değil diye...
Genetik olarak mutlu olmaya yatkın bir şekilde dünyaya geldin, elde var bir!
Bununla bitmiyor iş, bitse... :)
Hep diyorlar ya "uzun ve sağlıklı bir hayat için" onu yap bunu yap diye, işte bunlar hep "mutluluk hormonları" içinmiş meğer... Aslında baktığında hepsi de aynı kapıya çıkıyor sanki...
Şunları bir denemek lazım, ne kaybederiz?
Mümkünse sıcak bir iklimde yaşayacaksın, neyse ki ülkemizin büyük kısmı bu konuda oldukça şanslı...
Sağlıklı ve dengeli besleneceksin, arada bir de çikolata ile kaçamak yapacaksın mesela, bunu bizzat öneriyorlar... Amaaa sakın zayıflayacağım diye aç kalmayacaksın!
Düzenli egzersiz yapacaksın...
Mümkünse 23:00-05:00 arası karanlık bir ortamda, rahat bir vicdanla uyuyacaksın...
Günlük meselelerden kaynaklanan stresten uzak kalmaya çalışacaksın, daha az endişelenmeye çalışacaksın. (bunu nasıl yapacağımızı ben de araştırmaya devam ediyorum) :)
Hayatta haz aldığın, seni besleyen, ruhuna iyi gelen şeylere ve hobilerine zaman ayıracaksın...
Hayatına anlam duygusu katacaksın, en iyi yaptığın şey ile bu gezegene katkı sağlamaya çalışacaksın.
Henüz keşfedemediysen neyi en iyi yaptığını; kendine döneceksin, arayıp tarayıp bulup, hayata geçireceksin...
Bundan sonrası işin kolay kısmı...
Her gece uyumadan önce o gün yaşadığın sana iyi hissettiren 3 güzel şeyi düşünerek mışıl mışıl uykuya dalacaksın, öyle yaşanan problemlere takılmak yok!
Her sabaha ne kadar değerli olduğunu ayna karşısında kendine itiraf ederek başlayacaksın.
Açacaksın ruhuna iyi gelen, enerji veren müzikleri, o müzik tatlı tatlı çalarken bir yandan hazırlanacaksın...
Evde varsa birileri mutlaka onlara sarılıp, iyi bir gün olmasını dileyerek evden çıkacaksın.
Sonra da gününü öyle geçirmeye gayret edeceksin...
Mutlu başlamak tamam da, bir de sürdürmesi var...
O zaman da yani olumsuz bir durum yaşadığında da başa dönüp "ne kadar değerli bir insan olduğunu ve sen izin vermediğin müddetçe kimsenin seni mutsuz edemeyeceğini" kendine hatırlatacaksın... :)
Sizi her izlediğimde beni acayip mutlu eden "Endorfin hormonunun beyin içindeki hareketini gösteren" bir videoyla baş başa bırakıyorum. Günleriniz bu hormonunun yürüyüşü gibi sakin ve mutlu geçsin...
https://www.youtube.com/watch?v=n7UFDUcstW0
Mutlu kalın...
Çok güzel, anlamlı, kapsamlı, akıcı bir yazı olmuş. İnsanın hemen harekete geçip mutlu daha da mutlu olası geliyor. Ama gene en doğrusu sevdiğine sarılmak içinde hissetmek en tavana çıkartıyor o hissi. Sen yani bebeğim yaptıklarınla yaşattıklarınla yazdıklarınla her daim yüzde tebessüm, gözlerde birer damla mutluluk gözyaşı bıraktırıyorsun. Yo hayır ağlamıyorum duygulandım sadece. Issız adalarımın sesi oldun her daim hayat enerjisi verdin bana ve yakınlarına.. Ve şimdi gene hareket zamanı farkındalığın zamanı. Seni seviyorum biriciğim. Kalbimde bir huzur şarkılar seni söyler :)
YanıtlaSilCan'sın... İyi ki varsın...
Sil